27 Temmuz 2008 Pazar

AŞK ÜZERİNE 2 :)




Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktır.


Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan "Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?" diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin.. iki ucu keskin bıçaktır bu işin. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin cezanda indirim sağlamaz.


Sen, "Ama senin için şunu yaptım" derken o, "şunu yapmadın" diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındır. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. "Peki o ne yaptı" deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.


Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. "Acılara tutunarak" yaşamayı öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun unuttun mu? Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....


Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yasadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...


Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin.....

AŞK ÜZERİNE (:



Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyim istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.

Yaşayalım ki, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek… Böylece yaşamalıyız işte.
Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken, her şey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Her şeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden. Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz.Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli ziyaretimize, geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız…
Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı \”her şeyde\”.

SAĞLIĞIMIZ İÇİN KOLA İÇMEYELİM!


Dikkatle okunmasını tavsiye ediyorum. Büyük olasılıkla az sonra okuyacağınız birçok şeyi siz daha önceden biliyordunuz (!) Ya da bilmeyenler “hadi canım saçma" diyeceklerdir.

Eğer öyle olduğunu düşünüyorsanız, burada anlatılanlara inanmadıysanız denemesi bir cola parasıdır. Yani bir kutu Coca Cola veya Pepsi veya Cola Turka yeterli Gelelim bunlarla ne gibi pratik işler yapabileceğinize;


TUVALETİ TEMİZLEMEK İÇİN: Bir kutu kolayı klozetin içine dökünüz. Bir saat kadar bekleyiniz ve sifonu çekiniz. Koladaki sitrik asit hela taşındaki lekeleri yok edecektir.


CROM TAMPONLARDAKI PAS LEKELERINI YOK ETMEK İÇİN: Arabanın tamponunu Coca Cola''ya batırılmış bir sigara paketinin içindeki alüminyum folyosuyla iyice ovunuz. Tertemiz olacaktır.


AKÜ KUTUP BAŞLARINDA ÇAPAĞI TEMİZLEMEK İÇİN: Bir kutu kolayı kutup başlarına dökün ve bütün çapak yok olsun.


PASLANMIŞ BİR CiVATAYI SÖKMEK İÇİN: Coca-Colaya batırılmış bir bezi bir kaç dakika paslı cıvataya uygulayınız. Bir kaç dakika sonra rahatlıkla dönecek ve çıkacaktır.


ELBİSENİZDEKİ YAĞ LEKESİNİ ÇIKARMAK İÇİN: Bir kutu kolayı lekeli giyeceklerin üstüne boşaltın,Deterjanı ekleyin ve her zaman yıkadığınız gibi yıkayın. Coca-cola yağ lekelerinin yok olmasına yardım edecektir. Ayrıca araba ön camlarındaki her türlü kuş pisliği yapışan sinekler veya ağaçlardan dökülen toz,polen, yapışkan maddelerin çıkarılması en iyi madde


COCA COLA + PEPSI + COLA TURKA''dır.Peki nedir bu Cola''nin bu kadar etkileyici temizliklerde bile kullanılabilmesinin sebebi? Coca-Cola ve Pepsi''nin ortalama pH değeri 3.4 tur. Bu asidi de dişleri ve kemikleri eritmek için yeterlidir.


Temizliklerde bu kadar etkili olmasının sebebi budur. Aslına bakarsanız Cola ile dünyada kimsenin tavsiye edemeyeceği KARBONDİOKSİT içiyoruz. Hani şu dışarı atmak için devamlı nefes alıp verdiğimiz, atmak için uğraştığımız KARBONDİOKSİT...!

2001 yılında Delhi Üniversitesinde "kim daha fazla Coca-Cola içecek“ diye bir yarışma yapıldığında, sekiz litre Coca-Cola içerek kazanan ve 10 dakika içerisinde herkesin gözü önünde ölen kişinin haberini duymuşsunuzdur Neden öldü? Çünkü çok fazla karbondioksit almıştı ve kanında yeterli oksijen yoktu.

Başka bir örnek: Kırılmış dişinizi bir şişe Coca Cola''nin içine koyun ve 10 gün sonra bakın...Diş 10 günde büyük oranda erir. Halbuki dişler ve kemikler ölümden sonra bile en fazla dayanabilen organlarımızdır ...

Bir şişe kola içerek midenize ve dişlerinize ve bağırsaklarınıza ne yaptığınızı bir düşünün...

Bu kadar zararlı bir içecek nasıl olurda bu kadar bilinçsizce tüketilebilir ve biri Amerikan firması olmak üzere bu şirketler bu kadar kar elde edebilir?

İşte bu bilinçsizliği önlemek için çevrenize,sevdiklerinize ve özellikle çocuklarınıza bunları anlatın. Belki bu kampanya fazla bir ses getirmeyecek olabilir. Ama ne kadar kişiye ulaşırsa o kadar büyük etki yapacaktır. Destek olmak için yapmanız gereken tek şey; bu yazıyı olabildiğince fazla kişiye ulaştırmak, anlatmak...

Bu Coca-Cola ve Pepsi ile ilgili gönderilen yazı; genç bir grubun ortak platformlarda aldıkları bir kararın ürünüdür.Bu yazı İnternet üzerinden gönderilerek yayılması amaçlanmıştır. Zaten onlar da büyük kartellerden boyalı medyadan ya da yaz eylemcisi kimi sivil toplum örgütlerinden destek beklemiyorlar.

Yoksa bu tiplere yaptıkları parasal desteği ya da promosyon adı altında verilen "sus" paylarını vermezler.

MOUSE'LAR EN ÇOK BUNLARIN ÜZERİNDE (:

İNTERNET ALEMİ NE GARİP YAAA EN ÇOK TIKLANANLARA Bİ BAKSANIZA SANKİ İNTERNET=ERKEK :D



































































23 Temmuz 2008 Çarşamba

10 adımda "süper blog" yazıları




İnternetteki blog yazarlarının "derin" edebi yetenekleri ve "olağanüstü" yaratıcılıkları beni benden alıp başka yerlere götürürken bu konuda bir çalışma yapabileceğimin farkına vardım. Hemen popüler blogları açtım ve yazılan yazıları sınıflandırma yoluna gittim.En çok rastladığım özellikleri alt alta sıraladım ve örnekledim.(Örnekler gerçektir)Böylelikle ne kadar yeteneksiz olursak da olalım hepimiz bir "süper blog" yazarı olabiliriz.Bana inanın.İşte bir "süper blog" yazısı hazırlamak için gereken 10 müthiş adım.Ohh yeahh!!
1. Ele aldığınız konuda samimi olmayın.Mesela sadece Serdar Ortaç okuyacakmış gibi düşünebilir,ona göre yazabilirsiniz.Çok tutulacaktır.Emin olun.Zaten yazdığınızı bir daha okumayacak,bir süre sonra da unutacaksınız.Sorun değil.2. Örgülü ve devrik cümleler kullanın.Ne anlama geldikleri pek önemli olmasın.Sanki çok anlamlıymış gibi gelsin.Öküzün gözünde tren gibi dursun.Örneğin;Gözlerine bakarken ışıldayan benliğimmiydi,yoksa benliğimmiydi gözlerinin içindeki.Ya da Gaz sancısı gibi içinde dolanıp duran,çıkış yolunu arayıp bir türlü bulamayan bir huysuzlukla,gecenin bir yarısı uyanmak uykudan ve dolanmak bir odadan bir ötekine,ötekinden berikine..3.Cümlelerin sonlarına iki nokta yan yana,ya da noktalı virgül koyun ve ardına çeşitli ünlemler,kısa yorumlar ya da yargılar yerleştirin.Bu sizi sanki samimi davranıyormuşsunuz gibi gösterir.Örneğin;Solardım ben her gidişinde.. ne hazin.Ya da Dönüp duran fikirlerdi kafamda,beni alaşağı eden.. sen değil.ya da Ben den bana bir yol açılır gönlümün aynasından,seyreylerim..4. Cümlelerin altına köşe yazarlarının köşeyi doldurmaya çalıştıkları gibi boş satırlar ekleyin.Ya da alakasız yerlerde cümleyi bölüp alt satırdan devam edin.Ertuğrul Özkök gibi postmodern görünürsünüz.5. Çok gizemli veya çok önemli birisiymişsiniz gibi kurun cümlelerinizi.Böyle olduğunuza en azından kendinizi inandırın.Zorlayın olamazsa.Örneğin;Tek başıma yürürken kaldırım-kaldırım, sokaklarda sürünen zavallı çoğunluğu farketmekten usandım.ya da Beni en çok yalnızlık korkutur.Ama hep yalnızım.Ve hep yalnız olacağım.6. Mutlaka ama mutlaka ön sevişmeye yakınmışsınız gibi yazın.Okuyucuyu gaza getirin yoksa çoğu,yazıyı sonuna kadar okuyamayacak,sıkılacaktır.Deliprofesör bir istisna bu konuda.Örneğin; Dokunmak istedim.. hissetmek istedim.. olmadı. (Aynı zamanda bkz: Madde 3) ya da Birden geç kalmış bir aşka yetişme edasıyla havuzdan çıkıyorum.7. Bazı şeyleri herkes adına tamamen çözmüş gibi konuşun. Direkt yargılarda bulunun. Ama değerliymiş gibi dursun.Örneğin; Hayat,aslında nasıl olduğunu tahmin ettiğin ama hep görmek istediğin bakış açısıyla bakmayı tercih ettiğin bir yol.ya da dönem dünyamızın merkezine farklı şeyler yerleşir kendiliğinden ve bu resmigeçidi hayretle izlemek düşer bize.ya da Kadının hası yumuşak başlı olmaz,ama ağır başlı ve sıcak olur.8. Çok sallarsanız korkmayın. Sanal bir kaynak gösterin. Yada gösterirmiş gibi yapın. Örneğin;Dünyayla güneş arasındaki mesafeyle,insanın hücreleri arasındaki mesafe eşitmiş.Öyle diyor bilim adamları ya da otoritelere göre gelmiş geçmiş en güçlü kalemlerden birisi. ( hangi otorite)9. Ne yazarsanız yazın hem saçmaladığınız için hem de okuyanın ne yazdığınızı çoktan unuttuğunu bildiğiniz için güzel gibi görünen bir kaç final cümlesi hazırlayın ki yorum bol olsun.Cümleyi yarıda kesin,bağırın-çağırın,yapın birşeyler ama güzel dursun.Örneğin;Unutmamalıyız ki,hayatın her yerinde bir başka anlam gizli.ya da Sonra kalemimi yeniden elime alıp sımsıkı kavrayarak,kırarcasına,bağırırcasına yazıyorum:“Kaçalıım sevgili,bu karanlıkta bir şeyimiz yook bizim...ya da ”Koştum.. koştum.. yetişmeye çalıştım.9. Hani hiçbirşey yapamazsanız copy-paste denen icadı keşfedin ve kaynak göstermeyin.Edebi yazıların bol bulunduğu sitelere dadanın,paragrafları,cümleleri tırtıklayın.Kimse anlamayacaktır.10. 7/24 internet başında olan arkadaşlar edinin.Tanımıyor olmanız önemli değil..Önemli olan bol bol puan vermeleri ve çokca yorum yapmaları.Böylelikle sıçıp-sıvamış olsanız bile kendinizi çok daha iyi hissedebilir,hatta övünebilirsiniz.Zaten kimin umrunda.

Ne abazayız olm

Bir ay kadar önce yakın bir arkadaşımıza şaka yapmak istedik ve internetten güzel bir modele ait fotoğraflarla facebook adresi açtık. (evet böyle salak salak işlerde yapıyoruz) Şakanın süresini bir hafta olarak belirledik hesapta dalga geçip eğlenecektik ki öylede oldu.Fakat ilginç olan gelen kutusunda birikmeye başlayan mesajlardı.Bir sürü adam bizim hayali modele kur yapıyor.Acınası Abazalıklar masum sözlerin arkasına saklanmaya çalışırken çok komik olabiliyormuş.Örnek X kişiler şunları yazmış:1-Köpeğin olabilir miyim? 2-Kızma bana ne olur güzelliğini paylaş benimle.3- Arabamla evime gidiyordum bir baktım zihnimde sen varsın.4- Samimi bir ilişki ister misin? 5-Ohaaa süpersin. 6- Manken gibisin (zaten manken salak oğlum) 7- Seninle sabaha kadar içki içip sohbet etmek ve büyüleyici güzelliğini izlemek istiyorum. 8- Elinde tuttuğun çiçeğin adı şudur özelliği budur bu arada ben çiçekleri çok severim bir ara takılmalıyız.Bu arada ağza alınmayacak teklifleri yazmıyorum.Onlarca farklı insan tek amaç.Gerçi 94lük neneye tecavüze yeltenen bir ülkede bunlar çok sempatik kalıyor.Bu Türk istihbarat raporlarında başarı oranı ilk sıralarda yer alan konuşturma tekniğinin gerçekliğini de kanıtlıyor bence.Ne gizli dinleme aygıtları ne kameralar.Fahişelik… Evet,2000nin üzerinde suçlu fahişelik tekniğiyle çözülmüş.İşte kadının garip gücü.Yalnız sahte hatunumuzda harbi taş onu söyliim :)

20 Temmuz 2008 Pazar

Seni çok seviyoruz Yıldız Tilbe

Youtube Türkiye'de beyni pas tutmuş zavallılar tarafından yasaklanadursun,vtunnel'dan seyretmeye devam ediyorum içim acıyarak.Muhtemelen Youtube bizi unuttu.Youtube bir insan olsaydı kendisine söyleyeceğim sözler şunlardan baska bir şey olamazdı:"seni çok özledik youtube.Evine dön.Baban ne olursa olsun seni affetmeye razı.Namusum kirlendi diye düşünme. Geri dön.Sen bizim biricik evladımızsın" ağlamalar,alkışlar''Acıklı Şebnem Kısaparmak yakarışımdan sonra,coak daha acıklı olan bir yakarışa yer vermek istiyorum mösyöler, madamlar, matmazeller.Ben Yıldız Tilbe'yi çok seviyorum.Müziğini eni topu, üç şarkısı dışında dinleyemem lakin,piyasa içerisindeki kayıp,naif duruşu,"ben buraların insanı değilim de,naparsın,şöhret bizi buralara attı"tavrı onu sevmem için yeterli bir neden.Sonunun da kötü olacağı yönünde kötü hislerim mevcut.Tanrı göstermesin,neyse,seviyorum kadını.2004 yazında galiba,"sunam"diye bir türkü ile kral tv'lerde endam eylerken kendisi,henüz bir senedir arabesk müzikle,Türkçe müzik dünyasına el sallamış olan ben,bu klibi ilk gördüğüm an,hayatımda hiçbir üzüntü,sıkıntı olmamasına rağmen ağlamaya baslamıştım.Sonra 3-5 kere daha aynı hislerle izledim.Sıkıldım,şarkıyı unuttum.Az önce,nereden esti bilmiyorum,-öğlen izlemiş olduğum Orhan Gencebay filminin kalıntıları olabilir- bu türküyü bağrı yanık bir anadolu kadını edasında söylemeye başladım.Hemen elimdeki çizimi bitirip,youtube'u açtım.Şarkıyı dinledim eskisi kadar olmasa da içlendim,"hey gidi" diye de süsledim bir güzelce naif hislerimi."4 sene nasıl da geçmiş"Sonra gözüm yine aşağı kaydı.Youtube yorumları,nostalji rüzgarları arasında kaybolmuş minik nöronlarımı aldı götürdü.Türkler olarak "amerikalılar çok aptalmış hehehe,amerikadan baska ülke bilmiyorlarmış abi,düşünsene ahaha" diye amerikalıları küçümsemeye pek meraklıyız ya, bizim burada da pek farklı değil diye düşünüyorum.

Dünya'nın en eski prezervatifi

1640 lardan kalma domuz derisinden yapılma ilk prezervatif şu anda avusturyada bir müzede sergileniyormuş.Kültür ne garip şey anne.

Melih Götçek ön ayaklarını ödtü den çek !

Melih GÖTçek denen veled-i zina!
Halk senin ne bok oldugunu çok çok iyi biliyor.Kendi açığını kapatmak için sizin yalan beyanınıza destek vermedi diye Odtüyü yıkamazsın buna senin değil başbakanının gücü yetmez.Odtü öğrencilerini diğer üniversitelerin ögrencilerinden ayıran bir çok temel unsur vardır.O unsur ki seni değil hükümetini bile başaşağı eder! değil kızılırmak da bir damla suda boğulursun.56 yıllık binanın imar izni yeni mi aklına geliyor.Bir bilim yuvasını yıkabilecek kadar sığ mı senin hayat görüşün? İmar iznine karşın Odtü den alacağın araziyi kime peşkeş çekeceksin?Ünilerde türban özgürlük diye savunurken üniyi yıkmak bu özgürlüğün neresinde duruyor? Ankara odtüne sahip çık! Odtü okuluna sahip çık! Tayyip itine sahip çık!

Babaya En Büyük Kıyak :)) Mükemmel

Nebraska'da yaşlı bir adam yaşardı. Patates ekimi için bahçeyi bellemesi gerekiyordu, lakin bu çok zor bir işti. Tek oğlu olan David ona yardım edebilirdi, fakat o da hapisteydi.
Yaşlı adam oğluna bir mektup yazdı ve müşkülatını izah etti.


Sevgili David,
Patates bahçemi belleyemeyeceğimden, kendimi çok kötü hissediyorum. Bahçeyi kazmak için oldukça yaşlanmış sayılırım. Burada olsan bütün derdim bitecekti. Biliyorum ki sen bahçeyi benim için hallederdin.SevgilerBaban

Bir kaç gün sonra oğlundan bir mektup aldı.

Babacığım,
Allah aşkına bahçeyi kazma, ben oraya cesetleri gömmüştüm.Sevgiler.David

Ertesi gün sabaha karşı saat 04:00' de FBI ve yerel polis çıkageldi ve tüm sahayı kazdılar, lakin hiç bir cesede rastlamadılar. Yaşlı adamdan özür dileyerek gittiler. Ayni gün yaşlı adam oğlundan bir mektup daha aldı.

Babacığım,
Simdi patatesleri ekebilirsin. Bu şartlarda yapabileceğimin en iyisini yaptım. SevgilerDavid

Mutlulugun Sırrı. Müthiş :))

Mutlulugun Sırrı...tüm eşlere...

Yeni mahallesinde kahvede sohbet eden adama arkadaşları:
''Senin aile yaşantına hayranız, eşin ve çocuklarınla çok mutlu bir yaşantın var. Karının bir dediğini iki etmiyorsun.
Bu mutluluğunun sırrını bize de anlat yoksa pısırık olduğunu düşüneceğiz.'' derler.

''Kısaca anlatayım..'' der adam.

''Düğünümüz bittikten sonra karım kendi atına, ben de kendi atıma bindik evimize doğru gidiyoruz. Benim bindiğim atın ayağı takıldı ve sendeledi. Karım eğildi ve benim atıma ' Bir ' dedi. Biraz daha ilerledik ve benim atımın ayağı tekrar takılıp tökezlediğizaman eşim tekrar eğilip atıma ' İki ' dedi. Az sonra atım tekrar aynı şekilde tökezleyince eşim atından indi ve at'a ' Üç ' dedi ve çeyizinden tabancasını çıkartıp atımı alnından vurdu.

Ben şok olmuştum...
Eşime bir hışımla çıkıştım ''Yazık değil mi ata, neden vurdun kadın, manyak mısın sen?'' diye bağırdım...

Karım arkasını döndü ve bana 'Bir ' dedi.
Ve o günden sonra karımın bir dediğini iki etmedim .

19 Temmuz 2008 Cumartesi

amuagoyyim!

Ne kadar şanslı bir milletiz ki,argo kültürü gibi inanılmaz bir miras kalmış dedelerimizden.Lastik gibi nereye çeksen gelir bir lisan,enteresan bir dilbilgisi şiveye göre değişik ses oyunları,söz cambazlıkları v.s.Ama içlerinde öyle bir tanesi var ki küfürün,mizahın şahı,argonun Poseidon'u.Zaman zaman sıcak bir dost eli,bazansa isyanların en kudretlisi''amuğa koyim ''.Ulu bestekar Fedon'un da mısralarında dile getirdiği gibi''ne seninle ne de sensiz olmuyordu''nun iki sözcüğe indirgenmişi''amuğa koyyim''.Kimi zaman coşkuyla kimi zaman fısıltıyla açığa çıkan,boşluğunu kimsenin dolduramayacağı ne fuck you'nun ne scheisse'nin yanında sekizinci sınıf avantür şarkıdan ileriye gidemeyeceği;sürekli övünme ihtiyacı hissettiğimiz yoğurt kelimesi, bordo berelilerimiz,baklavamız,dönerimiz gibi Türk'ü Türk yapan ilk on listesinde en başa koymamızın artık vaktinin geldiği bir sevdadır amuğa koyiim...

Manita bulamıyorsak hibino mu olalım

Aslında bu düşünce ben ve benim gibi abazanların birer özeti gibi.(Bu sıfatı kendime de ilk defa burda yapıştırmıştım oldum)Ayıp.
Abazanlık,olmaktan utanmamak gereken birşeydir.Kalpten,yürekten gelir.
Ruhun derinliklerinden bir yansımadır aslında.
Güzele olan açlıktır.
Güzeli beğendiğini belirtmek ve açıkca ifade etmektir.
dürüstlüktür.
"cinsellik kaygısında ve arayışında değilim.Arayış içerisinde değilim, abazanım." diyebilmek yürekteki ve zihindeki gücü açığa koyar.
bir söylemdir.
Harbiden.
Birden geçmiş yıllarımın muhasebesini yapma ihtiyacı hissettim.Yıllarca koştuk kız peşinde...Benim beğendiğim vermedi, bana vermek isteyenleri de ben beğenmedim.Bir nebze olsun osbir sayesinde içimde kopan fırtınaları dindirebildim ama her zaman caddelerde sokaklarda avazım çıktığım kadar bağırmak istedim "verin lan bana" diye.Olmadı.Olamadı tam bulmuşken kendi aptallığım yüzünden kaçırdıklarımı saymıyorum bile.Bir gün kaybedecek birşeyi olmayan her insan gibi önüme gelenden istemeye başladım.Bu seferde "Babyface" sorunsalı ile yüzleşmek zorunda kaldım artık devir değişmiş cıvırlar bebek yüzlü brad pitt gibi adamlara vermeye başlamıştı suratımdaki sert ve vakur ifade bkz: foto yüzünden artık herkes benden kaçmaya başlamıştı ne yaparsam yapayım manitalara performansıma dair istatistiklerimi anlatamadım.Artık bu ıstırapları çekmeye dayanamıyorum.Bende bi hibinatör olup manitalara yaklaşmaya çalışıcam aq bakalım işe yarayacak mı?

FACEBOOK VE BiZ ((:

Türk insanına demirden y....k versen onu bile yamultur facebook'ta o hesap.
Boku çıktı gerçekten ,güzel olan herşeyi amacından saptırmaktan başka bir işimiz yok.İnsanın kendi bilinciyle yola çıkıp hesap açtığı siteye de mıymıy yapması garip!
Komik Isteyen full privacy ayari yapip rahat edebilir yani.Kendimi örnek veriyim yaptım ve rahatım ! Fazla bok atmaya gerek yok.hepiniz girip baktınız üye oldunuz kiminizin ingilizcesi yetmedi çözmeye kiminiz eeehh uğraşamam dediniz kimisi rezil olmadan kaçayım şurdan bi tanıdık görür dediniz..ne yani facebooka üye olmayınca daha mı bi cool görünüyorsunuz pehhh...klişelerden arının yahu arkdaşım olsaydı şimdi yanımda olurdu..ühühüh çok etkilendim doğrusu..Ne konuşuyorum ki bokun içinde boncuk aramak gibi bişiy bu facebook.Birde bu facebook Sarhoşları var fotoğraflarına koyuverdim , güzel hatunlar !Nasıl bu hale geliyorlar yahu ! kapiçinolu nargileden başkası çarpmaz

RESİMLER...TIKLA BAKK

Müzikal Orgazm

Önce birkaç sıkıcı cümle gevelemek lazım görünmezliğin devamı adına ama biberleme isteğini içimde pek hissetmediğim için öteleme olarak lafı dolaştırmak kalıyor elde sadece.Sorun değil lakin.Bu da işimizi görür.Ha gayret.Birkaç cümle daha.Hesap kitap yapıyorum saate bakıp.Gece dörde yaklaşıyor.Elimde anatomy of a murder var.Daha doğrusu açtım,beşinci dakikasında dondurdum ekranı.160 dakika.Bir iki kahve molası,tuvalet ziyareti derken sabah yediye kadar taşır.Sonrasında taşıyacak başka bişi bulurum. Sanırım yeterli bu kadar geveleme.Nerede duyduğumu tam hatırlamasam da,sanırım hayatımda duyduğum en güzel tanımlardan biri bir duygu için.Evet,müzikal orgazm.Nedir derseniz,hemen bu yazının altındaki şarkının 'angel take me far away!' kısmında yaşanandır.Seks gibi düşünülebilir,şarkıda zevkin doruk noktasına çıktığı andır. Genellikle gitar sololarına veya çoklu vokallerin girişine rastlar bu orgazm anları. Kurban'ın yine'sinin gitar solosunun sonu,Pinhani'nin düğün'ünün gitar solosunun sonu...Birçok şarkıda çeşitli şekillerde yaşanabileceğini belirtmek amacıyla yerli ve sıradan örneklerden sonra,şahsım adına birkaç önemli şarkıyı sıralayayım;misalen ilk olarak,dance of death gelir aklıma,ki en uzun orgazmlardan birini yaşatır bu şarkı.3:00 dan bitene kadar sürer.Mirror mirror,şarkıyla ilişki içinde kısa süreli ve çok fazla müzikal orgazm noktası bulunabilecek bir eserdir mesela.Yine seksle bağdaştırmaya devam edersek,erken boşalmayı anmamak olmaz, Offspring'in 'dammit, i changed again'şarkısı gelir akıllara,baştan kopar şarkı.

Böyleyken böyle sevgili izleyenler.

Müzikal orgazmlarımızı yaşayalım derim en son.

Coşalım, coşturalım.

Evet.Şimdi tekrar merkez stüdyolarımıza dönüyoruz,birand sendeyiz.

En seksi çizgi film kahramanı




Birincilik Çakmaktaş'ın eşi Wilma'da.

Bakalım listede daha hangi ünlüler var ;

The Sun gazetesi, okurları arasında düzenlediği anketle çizgi-filmlerin en seksi karakterlerini seçti.

Birinciliği Taş Devri’nde Çakmaktaş’ın karısı Wilma açık ara farkla kazandı. Okuyucular, Wilma’nın beyaz antik çağ kıyafetinin çok seksi olduğunu söylüyor.Wilma konusunda bende The sun Okurlarıyla hemfikirim.kızıl saçlı, ince belli, taş gibi taş devri kadınıdır.


şeker kız kendy de iyiydi be hiç katmamışlar valla ne biçim anket olmuş bu !


hanselle gratel deki kötü cadı da olabilirdi ne kadar seksi görünmesede ruhunda ki taşlığı hissedebiliyordum.


Sonraaa,hastası olduğum he Man kardeşi Şila.


Yine Heidi vardı taşşşş !

Yine Hugo'nun karısı hugolina ben de bir anket başlatsam be baksana aklıma durdukça geliyor valla.

Sonra ninja kaplumbağalar filminde Aprıl vardı o da fena değildi hani.

Ve son olarak 3 yaşımdan beri hasta olduğum kız Şirine .


Anketteki İlk 5 ise şöyle:

1) Vilma Çakmaktaş

2) ‘Masum Sanık Roger Rabbit’ filmindeki kırmızı kıyafetiyle Jessica Rabbit

3) 1930’larda bir kabare şarkıcısı olan Betty Boop

4) Penelope Pitstop isimli yarışçı kız

5) Kaptan Mağara Adamı’nın 3 genç kız arkadaşı


Bu anketi beğenmedim , yok yok :))

9 Temmuz 2008 Çarşamba

Türban, erkeklerin tahrik olmasına engel değilmiş!

Röportajlarında konuyu illa bi yerde cinselliğe getirme meraklısı olan; yazı yazabilen birisi Ayşe Arman, internette dolaşan bu kareden yola çıkarak türban tartışmasına farklı bir yorum getirdi.Bu kareyi buraya koymak istemedim.#.Buyurun buradan yiyin.Arman yazmış aynen aktaralım;

İnternette dolaşan bu fotoğraf, bana da geldi...İlginç geldi, sizinle paylaşmak istedim...Sakın yanlış anlamayın, ben bu fotoğrafta yaşanan hisleri (onun adı aşk) hiç yadırgamıyorum, garipsemiyorum, kınamıyorum.Aksine son derece doğal karşılıyorum.

Ama bu fotoğrafın bize anlattıklarında doğal olmayan bir şey var:Bir taraftan, erkeklerin şehvet duymaması için bir takım zorlamalar getiriliyor, türban gibi, saçların gözükmemesi gibi, diğer taraftan erkekler türbanlı kadınlar karşısında bile kayıtsız kalamıyorlar, kafadaki türbana rağmen sevişiyorlar.
Hem de parkın ortasında...

Ecnebilerin "public" dediği kamusal alanda...

Demek ki neymiş?Türban, erkeklerin tahrik olmasına engel değilmiş!

Türban, erkeklerin kafasına bağlansa belki işe yarar...

Ne dersiniz?

Ne mi derim?


Hiçbirşey demem Banane !

8 Temmuz 2008 Salı

Rahat batıyor a.q

Ergenekon’da son yakalanan üç isim beni çok üzdü lan.Hiçbirini zerre kadar tanımam sevmem ama "düşmanın bile olsa düşene acı" gibi bir mottom olmasa bile düşene acıyorum lan.Hoş çok şenlik adamlar hepsi de..Neyse işte bu üç isim için müebbet isteniyor.Çetenin reizi olmaktan..ahaha reizi..

Tolon Paşa,Eruygur Paşa,Sinan Aygün..
Şimdi Sinan Aygün’ü bir kalem geçelim ben en çok bu paşalara acıdım yahu.Ya kardeşim paşa olmuşsun,hayatın boyunca hep emir vermişsin , veriyorsun,rahat yaşıyorsun,memleketin her yerinde en güzel yerlerine kurulu ordu evlerinde krallar gibi ağırlanıyorsun,hala el üstünde tutuluyorsun,lojmanın var,ne bileyim işte bu kadar aç insan içinde her türlü sosyal hakka sahipsin,hem de en üst seviyelerde ve işte hiçbir ego tatminine bile ihtiyacın yok felan.Ee işte şimdi durup dururken hiç anlamadığın siyasete niye zıplarsın ? Acayip,garip,deli saçması planlar neden yaparsın ? Biri kere süper güç olmadan nereye,ne darbesi yapıyosun ? Ha varsa bile senin hangi sözüne veya vaadine güvenip sana hangi süpergüç gerçekten destek verir ? vs vs vs kısacası bu amcalar ahir ömürlerini kendi kendilerine berbat ettiler gibi lan.Düşünsene herşeyin çıtır olduğu herkesin emrinde olduğu bir ordu evinden nebileyim böyle bi hayattan doğru metrise ahaha..

Şimdi bu Sinan Aygün amca ise Ankaralı mütahitmiş,artı işte sanayi odası başkanı.Ve sürekli asgari ücretli çalışanlarına,google 'dan yaptırdığı eften püften abartılı gereksiz araştırmalarıyla ekranlara çıkıp “vatanı sattılar, ekonomi berbat,akepenin götüne koim”gibisinden bas bas bağıran bir doğa harikası amca.Beni en çok hayrete gark eden ise bu amcanın kasasından çıkan nakit 2,5 milyon euro.Yahu hangi insan evladı bu kadar bi parayı kasasında saklar ? Hele hele işadamıysa neden böyle birşey yapsın ? Herif kek mi ?Ne bileyim mesela o para ben de olsa 2/3/4/5 felan böler gayrimenkule,faize,fast food zincirine felan yatırır sonra gelen parayla iyi bir hayat sürer daha meşru yollardan siyasete girmeye çalışırdım.Şimdi bu adam zaten parayı gayri meşru olduğu için kazanmıştır denilebilinir.Onu bilmiyorum ama bu herifin işi de çok zor gibi.Bu gözaltı sırasında ve de iki gün sonra çekilen iki fotoğrafı arasındaki farktan gayet net anlaşılıyor.Valla düşene acısam bile şimdi şu da aklıma geldi;bunlar kendileri düşmüş arkadaş.

Manitalara yaklaşımlar


Atladım dolmuşa Cehennem'e gidiyorum. Tam önümdeki koltuğa bir manita oturdu. Öyle böyle değil, resmen sanat eseri. Ulan, dedim kendi kendime, eğer telepati filan diye bir bok varsa işte onu kullanmanın tam zamanı. Hemen saykik pozisyonu aldım, kıza odaklandım "bana bak, bana bak" şeklinde komut balonları gönderiyorum. Bir geriye döndürmeyi başarsam ikinci mesaj hazır; "bana aşık ol, bana aşık ol".Yoğun bir beyin transferi gerçekleştiriyorum ama kızda henüz bir hareket yok. Artık kızın nasıl bir firewall'u varsa.Bir ara kızın önünde oturan şöför geri dönüp bana baktı. Ya kızı ıskalayan sinyaller herife gitti yada aynadan benim tipi görüp "ne yapıyor bu eşşolaşek" dedi. Neyse böyle bir 15-20 dakika filan olmuştu, şöförden de kıllanıp tam vazgeçiyordumki kız elini uzatıp kafasının arkasını kaşımaya başladı. "uleaan oluyor galibaauuuaa" derken biranda dolmuş çukura girdi ve bütün araba sarsıldı. Benim konsantre gözler bir kaydı, toparlayana aşkolsun. 10 dakikada ikisini bir hizaya sokamadım. Eğer kız o sırada dönüp bana baksaydı o tipi ölene kadar unutamazdı heralde haha. Ben kendimi toparlayıncaya kadar da kız iniverdi.Tam muaffak olamamıştım ama kızın kafasını kaşındırmayı başarmıştım.(aksini iddia edeni tokatlarım) Bir sonraki manita kesin benimdi. Ama şansıma kızın yerine hanzo'nun biri oturdu. Onada uzun süre "in aşağıya eşşolaşek" diye mesajlar gönderdim ama işe yaramadı. Muhtemelen kafası biraz fazla kalındı, sinyaller beyne ulaşamadı.Uzun lafın kısası dolmuşlarda dikkatli olun. Birden "cebimdeki bütün parayı şu çocuğa vermeliyim" şeklinde garip düşüncelere kapılabilirsiniz.

7 Temmuz 2008 Pazartesi

İçimi Bir bilsen :))

İÇİMİ BİR BİLSENNNNN...



İÇİMDE KOCA BİR DÜNYA TAŞIYORUM..



BENİM DÜNYAM PAYLAŞILABİLİR...





BU DÜNYAYI SENİNLE PAYLAŞABİLİRİM...



SENİN DÜNYANIDA PAYLAŞABİLİRİM...






ONA YER AÇABİLİRİM..





BENİM OLMANIIIII...






ELİMİ TUTMANIIIII....







SANA ŞÖYLEEEE SARILIP UYUMAYI İSTİYORUM...








SENİ KOCAMANNNNN SEWİYORUM...






SENİNLE OLUNCA KEYFİME DİYECEK YOK....




HAYIR..BENİ YÜZÜSTÜ BIRAKIP GİDEMEZSİNNNN...






PEKİ...ÖYLE OLSUN....HOŞÇAKAL...

Mantık Evliliği bu olsa gerek :))




Artık asansör fobim var

Söylemeye dilim varmıyor.Normal şartlarda kimseye de anlatamazdım ama buradaki samimi hava bana öyle bir gaz verdi ki yaşadığım hüzünlü bir gaz olayını sizinle paylaşmaya karar verdim.Evet bende yaptım.Kabullenmesi zor belki ama bende osurdum.Hemde asansörde.İnanın kötü bir niyetim yoktu.Sadece asansörde yalnızken osurmanın merakı ve dayanılmaz cazibesine kendimi kaptırdım , şeytana uydum.Bok yedim.Sövün aşağılayın ayıplayın beni.Ama lütfen bir an için kendinizi benim yerime koyun 7 biradan sonra bindiğim asansörde yalnız ve alkollu olmanın verdiği rahatlıkla Katototopark şeklinde biraz hüzünlü birazda liseli gençlerin ergenlik enerjisiyle attıkları naralara benzer bir sesle (ki öyle)osuruk kütlesini asansöre bıraktım.Belkide sesli osuruk hayatta kokmaz hurafesine güvenmiştim.Ama bu öyle bir acı koku idiki İnsan kendi osuruğundan iğrenmez mitlerinin fasa fiso olduğunu kanıtlıyordu aq.Nasılsa 3 kat daha vardı kimse anlamazdı gizlice sıvışıp giderdim ve kimin osurduğu belli olmazdı.(yarramı belli olmaz)Buraya kadar herşey normal olsa da nerden bilirdim ki saatlerdir barda iş attığım laetita castaya benzeyen hatunun arkadaşıyla beraber 1 kat sonra asansöre bineceğini.Belkide ne hayalleri vardı Asansörde çarpışacağız birden sohbet başlayacak telefon alıp vereceğiz belkide bana boş ev varsa gelirim demeye kadar ilerleyen bir arkadaşlığımız olacaktı aq.Ne mi oldu fısır fısır konuşmalarından ve suratlarını ekşitmelerinden osuruk kokusunun keskinliği hakkında konuştuklarını tahmin edebiliyordum.Bu kadar rezalete dayanamadım ve hemen ilk katta indim hayal meyal "bunun resmen içi çürümüş"" dediklerini duyabildim.Yürüdüm göz yaşları içinde şansıma sokayım diyerek.Ve yeniden dertli dertli osurdum.Kısadan Hisse: Bira İçtikten sonra asansöre binmeyin.

Yapışabilen gazete, Bulvar kapanıyor

Buraya bir post yayımlamayı şu an için düşünmüyordum.Fakat bir anlık ekşi sevdam tüm fikrimi değiştirdi.Türk erkeklerine üzücü bir haberle buradayım.Adından kendini belli eden, mecmua gazete karışımı soft porn taklidi Bulvar artık kapanıyor.Ben ne kadar gazeteyi birebir olarak görmesemde ortaokuldaki bekçimizin kulübesinde her zaman okuduğu gazete olarak hatırlarım.arkadaşlarca bir araya gelinip utanarak alınan ve sonrada doya doya her sayfasını okuma alışkanlığı kazanan yurdum çocuklarının gazetesi dicem ama küçüken hatırlarım bir arkadaşım Şamdan gazetesi vermişti bana bende bir apartman katına gidip ağzım açık bakıyordum.Sonra kapıcı beni görmüş ,ve kovalamıştı. Bende tabanları yağlayıp kaçmıştım.Sonra iki gün kadar evden çıkmamıştım.İyiki ne yaptığımı anneme sölemişim yoksa içimde bu yaşıma kadar saklıcakmışım.Vahh yavrum vahh.Angelina Jolie resimlerini koymuşlar altınada bulvar Güzeli Angelina yazmışlar.Ne güldüm bea.Bir keresinde de Hasan Dayı vardı evinde bulvar gazetesi okurken hanımına ve çocuğuna yakalanmış.Fakat saygılar sunulan insan Hasan Dayı.Çukurova Grubu'nun "yaramaz çocuğu" olan Bulvar, Çukurova Grubu'nun prestijine zarar vermeye başlayınca, kapatılma kararı alınmış.Bulvar ekibi bir ay içerisinde Şok ya da Takvim gibi bir formatta başka bir isimle yayın hayatında olacak.şurda ise gazete için bir video var.
İşte ekşisözlük e not düşülen unutulmaz Bulvar Gazetesi haberleri: hattayFA'dan aynen aktarıyorum.Okumanızı tavsiye ederim Birbirinden güzel bulvar haberleri,Funda A. adlı kadın arabada seyir halindeyken pedini degiştirmeye kalkinca bariyerlere çarpti, hafif yarali hastaneye kaldırılan kadın muhabirimize : "Eğer arabayı kenara çekip değiştirmeye kalksaydım herkes beni seyredecekti, boyle bişeyin olacağını bilseydim yapar mıydım hiç ??" dedi...
Haberin üst tarafında yarı çıplak, güzel bir kadın ve altındaki haber: Hollanda'nın Amsterdam kentinde yaşayan Jessica hayvanları kürkleri için öldüren zihniyeti işte böyle protesto etti.Ve "Lütfen artık hayvanları öldürmeyin, bakın biz böyle daha güzeliz." dedi...Temmuz sıcağında ebeveynlerinden gizli yorganın altına girip mastürbasyon yapmaya calişan Tarık M. (17) isimli genç yorganin altında ölü olarak bulundu. Tarik M. nin yapılan otopsi sonucu vücudundaki suyun %92.3 lük kısmını terleyerek kaybettiği, toplam vücut ağırlığının %83 lık kısmını kaybederek 17 kg kaldığı rapor edildi..Berbere gitti katil oldu!
Saçını kestirmek amacıyla gittiği berberde, kalfanın cinsel tacizine maruz kalan Necati Akbiyik (32) kendisini tutuklayan polislere zorluk çıkarmazken "Pişman değilim, namusumu korudum, değdirmeseydi pezevenk" şeklinde açıklama yaptı. "Tatiana sırtına yoğurt sürecek güçlü kuvvetli Türk erkeği arıyor"Güzel beldemiz Antalya'ya akın eden her Rus turist gibi sakin sakin tatilini geçirirken ihmalkarlığının kurbanı olup 3. derece yanık içinde kalan Tatiana muhabirimize : " Düne kadar herşey çok iyiydi , nerden bileyim güneşte uyuya kalacağımı ; çok acıyor yazık değil mi bana " diyerek veryansın etti.En kısa zamanda sırtına yoğurt sürecek bir Türk erkeği bulmayı kafaya koyan Tatiana'ya umarız bu yeterli bir ders olmuştur.
evet bu yazıyı okurken kiminiz ağlayacak,kiminiz bağıracak, kiminiz ise bulgar gazetesinin yedeğini çıkartmaya başlayacak.Size bunların yanında az da olsa bir yardımım dokunsun diye acıların xmedium çocuğundan unutabilsemi gönderiyorum.Fransa'da atıyorlar burada yiyorlar!Fransiz futbolcular turnuvalarda gol atarken Fransiz turist kadınların yaşadıklarını anlatan bir başlıktı."Gündüz taksi şöförü, gece geyşa!"H de beyin kuşunu kediler kaptı Hödö beyin kuşu ötmüyorDöşetti rahatladı!Yeni yetme manken gökçe, evindeki boruyu beğenmeyince yeni boru döşetti.Gökçe,' İşçiliği çok beğendim' dedi.
Ön sayfada, "Anamdan yeni fırladım" kreasyon ile "Şööle üzerime rahat bişiiler aldım" ' ın ortalamasında seyreden sarışın güzelimiz Natalia, o üzerindeki hafifliklerden kurtulma çabasını eyleme dökmüş vaziyette, ama pozun rahatsızlığına tezat, yüzünde tarifi mümkün olmayan bir zevk ile görülmekte...Hemen altında mükemmel manşet...:"Türkleri Kıbrıs konusunda haklı buluyorum"Gazete bayii önünde "Sen ne vakit düşündün de, ne vakit haklı buldun bakıyım Türkleri, seni afacan, seni hınzır seni" diye bakan o haklı Türklerin erkekleri.
Manşetler ile resimler arasında son derece komik bağlantılar bulunan haberlerdir...3 adet göğüsleri fora edilmiş ve köprü pozisyonundaki bayanın yanındaki manşet "3.köprüye hayır"manşet "Erkek nesli tükeniyor" altta bir yarı üryan bir hanım kızımızın resmi ve onun eşsiz yorumu "Erkek neslinin tükenmemesi için ne gerekirse yapacağım"Hatırladıklarım arasındaki en komik haber ise bindiği otobüste taciz edildiğini iddia eden bayandı (ki gene yarı çıplak resmi var) haberin manşeti "3 durak boyunca indirip bindirdiler"...
Manset: Jennifer'e kaymak serbest!Yaninda çıplak şuh bir bayan resmiHaber ayrıntısı: 20 gün önce talihsiz bir kaza geçirerek ayak bileğini inciten Jennifer'in doktorlari, güzel yıldızın artık kayak yapabilmesi için bir engelin kalmadığını söylediler.
Manşet: Helga Türk erkeklerini gazoz gibi içmeye geldiYandaki fotoğrafta plajda bir kadın bir meşrubatı tepesine dikmiş içiyor... Ekstraordiner manşetlerden hatırladıkladıklarım:-Mişa kolay gelmez tuşa-Mişa isimli slav ırkına mensup bayanın kolay kolay vermeyeceğini içeren bir haber.-Kupa bitti nihayet, hadi gel Hidayet-Dünya kupası boyunca eşlerine hasret kalan evli bayanların kupanın sona ermesiyle normale dönmelerinden bahseden bir haber.-Skorun ne önemi var...
Manşet: '8 saat durmadan indirip kaldırıyor'Zor beğenen müşteriler yüzünden perişan olan tezgahtar Zehra, giysileri indirip kaldırmaktan harap oldu."Hede Hodo yemeye doyamiyor"Hede Hodo isimli manken cok iştahlı bir insan olduğunu ve yemeğe her oturuşunda en az üç tabak yemek yediğini söyledi."Nemaları alınca dağıttılar"
Resim: Bir amatör porno siteden alınmış alkollü iki cıbıl kadın fotoğrafı
Haber: Birikmiş nemalarını alan Ayça ile Tülin Taksim barlarında sabaha kadar içip bütün nemaları yediler.Başlık: "Taktırdı rahatladı.."
İçerik;"Antalya'da yazın sıcağından bunalan Belma evine klima takdırdı ve rahatladı..Fakat elektrik kesintisinden çok korkan Belma en kısa zamanda bir jenerator almayı planlıyor ve bu jeneratoru sağıklı bir şekilde takacak birilerini arıyor.."
Manşet: 'Küçük Abdullah büyük tehlike atlattı.'
İçerik: Sevgilisinin aldığı fermuarlı külotu denerken fermuar sıkışınca Küçük Abdullah büyük tehlike atlattı.
Resim: Palabıyık, en az 120kg, goril bir abimiz.
Resim altı: Resimde Büyük Abdullah görülüyor.Haberi yapan arkadaşı gerçekten kutlamak lazım. 'Kızlar Ricky ile yatıyor mickey ile kalkıyor'
Haber: Kızlarda Rickey Martin hayranlığı domalmış bir hatun resmi üzerine
manşet: Arkadan vurdular!
Haber: Şarkıcı falanca "Sanat dünyası ikiyüzlü, kimseye güven olmuyor, beni de arkamdan vurdular" dedi.

Neden A.Q ?

Nedir bu A.Q ilk olarak internet dünyasında messenger da tanıştığımız A.Q çoğu kişinin kullandığı bir kuram haline geldi.Msn de sohpet ederken her cümlenin sonuna A.Q koymak hobi haline geldi kısacası.Genellikle "a.q." şeklinde, harflerin sonuna nokta konularak kullanılan kısa ve özlü söz hehh.Güzel ülkemin güzel zibidilerinin 80630'daki forumlarda her cümleye yerleştirdiği harfler. ben de sizin canım, ben de sizin a.q.msn gençliği nin favorisi, yonja testimoniallarının vazgeçilmezi haline gelen kısaltılmı$, ön sevi$mesiz amına koyma durumu.Aslında bununla ilgili yazmak istediğim çok şeyler var ama şu an saat yarım oldu ve ben yarın saat 5.30 gibi kalkıp istikameti okual çeviricem. Bu yüzden derste gözlerimin kaymasını istemiyorum.Her neyse devam edelim.8.sınıfta dershaneden çıkarken arkadaşların çoğu hadi a.q bay a.q nerdesin a.q yemek yicem(bok ye aq) bi düzgün konuş aslında hepsi birbirlerinin aq haberleri yok.Ağızın alışılmaması gereken bişiy.İyi bişi değil yani.Ne kadar arasında nokta olsada karşıdakinin a.q yani.. olmaz.Ve iyice lamerleştirirerek "@ q" haline bile sokulmuştur bu a.q.Çok değişik halleri var gene en favorisi A.Q.Öyle bi durum varki adam bilgisayarının masaüstündeki klasörün adını bile ''A.Q silinmiyor'' diye adlandırmış.Edebiyat hocaların noktalama işareti olma yolunda ilerleyen hadisesi. Bir örnek verelim; ne örneği a.q (gibi).Ve son olarak çarpıcı tanımı koymak gerekirse argo zekasının ölçü birimi.

Lost Most Hikaye İzmir Şahane!

Lost bir dizi, tamam bi ara senin patron da takıldı fakat senin patron her şeye az biraz takılıyor zaten. Ne var ne yok bir bakayım demiştim bir ara hani fransız kalmamak babında, hep böyle yapıyorum, hani işi bil ama işe gitme hesabı, biliyorum ama yapmıyorum, sohbeti geçerse sıkılmayalım diyerekten.

Bu hafta sonunu İzmir de geçirdim, anlatılmaz yaşanır tabiki de, vallahi ben ondan değil de tembelliğimden yazamayacağım lan, okşan da vardı o sana anlatsın.

Ulan o değil de, şaka maka şu Css bahçesine girmen gibi bu sefer de BÖ'ye girdin iyimi, bir de derece alıyormuşsun lan, olay olur, ödül törenini düşünemiyorum.

"-Blog Ödülleri kişisel kategoride derece alan Lanblog ve yazarı Patron, şak-şak-şak-şak..."Senin patron çıkıyor sahneye aynen konuşma şu;

-Lan bırakın ödül mödül ayaklarını, kurun şuraya masayı açın rakıyı balık malık neyse, ne lan bu, dağılın minakoyiim, kafamı şişirdiniz.

Seyircilerden bir ses;
-Abi Okşan nerede, biz onu merak ediyoruz.
Eğlenceli olur tabi.
Bi'de, hattayFA'yı okuyupta üye olmayanında özellikle ve itina ile minakoyiim.
Ne diyorduk, Lost.
Yahu arkadaş, ne vakit seyredelim ki bu şeyi, zaten yaşamaya vakit yok bir de onun bunun dizisini mi seyredelim.Bırak diziyi miziyi sen kalbim ege de kaldı diyor sezen ablan;